15 Aralık 2014 Pazartesi

Bilic'ten Yöneticilere Dersler

Daha önce ‘’Şirketlere Örnek Olması Gereken Mahalle Dayanışması’’ başlıklı yazımda Gezi olayları üzerinden şirketlere ve yöneticilere seslenmiştim (Duyan oldu mu bilmiyorum tabi J)

Bu yazımda da yöneticilere seslenmek istiyorum.Bu sefer Gezi olaylarından değil herkes tarafından sevilen özellikle  benim gibi Beşiktaşlı taraftarların çok sevdiği bir kişi üzerinden yöneticilere ulaşmak istiyorum.

Söz konusu kişi Beşiktaş Futbol Kulübü’nün Teknik Direktörü Slaven Bilic’tir.Türkiye’ye geldiği ilk günden beri yaptığı hareketlerle,söylediği sözlerle,gerek kendi futbolcuları gerekse rakip futbolcu ve yöneticilerle olan diyaloglarıyla taraflı tarafsız herkesin beğenisini ve takdirini  toplamıştır.

Şimdi Bilic’in değişik fotoğraflarıyla yöneticilere seslenmek istiyorum:

1-Yıllar öncesinde Türkiye ile Hırvatistan EURO 2008’de çeyrek finalde karşılaşır.Maç uzatmaya gider.İkinci uzatma devresi oynanırken Hırvatistan öne geçer.Maç bitti kaybettik diye düşünürken mucizevi bir şekilde son saniyelerde attığımız golle maçı penaltılara götürüp Hırvatistan’ı eleyip yarı finale çıkmıştık.İşte o maçta Hırvatların başında Bilic vardır.Ve Fatih Terim’e maç sırasında şu işareti yapar:



Maç biter kazanan yoluna devam eder kaybeden evine döner .Ve evine dönen Bilic maç içerisinde tartıştığı Fatih Terim’e böyle sarılır


Yıllar sonra Fatih Terim YİNE Milli Takım’ın başındadır.Bilic ile yolları yine kesişir.Bu sefer rakip olarak değil dostane amaçlı bir buluşma ile.Bilic,Milli Takım’ın kamp yaptığı oteli ziyaret ederek Fatih Terim ile görüşür ve ona başarılar diler



Buradan çıkacak sonuç:

İş hayatında illaki rakipleriniz olacaktır.Ancak rakiplerinizle ve rakip şirketteki yöneticilere aranız daima iyi olmalı.Gün gelir sizde o şirkete geçebilir aynı yerde çalışabilirsiniz.Gün gelir iş arkadaşı olabilirsiniz.

2-Bilic’ten devam ediyoruz.Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi oynanıyor.Gökhan Gönül taç atışını kullanmaya gelir ve Bilic ona esprili bir şekilde yaklaşır.


 Buradan çıkacak sonuç:

İnsanlara iyi davranmak için aynı şirkette olmanıza gerek yok.Diğer çalışanlara da saygı duymamız gerekir.Bakarsınız gün gelir o kişi de sizin çalışma arkadaşınız ya da personeliniz  olabilir (Şimdilik Gökhan Gönül Fener’de,Bilic Beşiktaş’ta.Aynı yerde buluşmaları zor gözüküyor  J)

3-Bilic genç futbolculara ayrı bir önem verir.Bütün futbolcularla arası iyi olduğu gibi genç oyuncularla da arası iyidir.Hazırlık maçından sonra Bilic genç oyuncu Muhammed’e sarılır ve ona destek verir.(Gerçi Muhammed şu an kiralık olarak oynuyor ama neyse J)



Buradan çıkacak sonuç:

İş hayatına yeni başlamış genç çalışanlara daima yardımcı olun.Onlara yol gösterin.Bilgilerinizi paylaşın.Önlerini açın.Unutmayın sizler de bir zamanlar o yollardan geçmiştiniz.

4-Bilic bütün futbolculara eşit mesafede davrandığı için oynayan-oynamayan bütün futbolcular ona saygı gösterir,sevincini onunla paylaşır.Uzun zaman yedek kalan ve son Avrupa Ligi maçında gol atan Cenk Tosun sevincini Bilic ile paylaşır.



Buradan çıkacak sonuç:

Bütün çalışanlarınıza ve iş arkadaşlarınıza eşit davranın.Sevmediğiniz kişiler olabilir illaki ama bu onunla aranızın kötü olmasına sebep değildir.Gün gelir sevmediğiniz o iş arkadaşınız sizi kurtarabilir.Ona işiniz düşebilir.

5-Bilic ile devam ediyoruz.Beşiktaşlı futbolculardan Demba ba ve Gökhan Töre başarılı bir performans gösterirler .Bilic onları dinlendirmek için oyundan alır.Ve yedek kulübesine geldiklerinde alınlarından öper her ikisini de.


Buradan çıkacak sonuç:

Çalışanlarınızı her başarılarında takdir edin.Takdir ederken onların gönüllerini alın.Onları ödüllendirin.Başarılarının devam etmesini sağlayın.Böyle davrandığınızı sürece çalışanlarınızın performansı yüksek olacaktır.

6-Bilic,iyi günde olduğu gibi futbolcuların kötü günlerinde de yanlarında.Yakın zamanda Tolga Zengin annesini,Uğur Boral ise babasını kaybeder.Ve Bilic yine onların yanında yerini alır.Üzüntülerini paylaşır,destek olmaya çalışır










Buradan çıkacak sonuç:

İş arkadaşlarınızın ve çalışanlarınızın zor günleri olabilir.Bu illaki bir yakınını kaybetmesi değildir.İşinde zor zamanlar olabilir,aile yaşantısında zor zamanlar olabilir,finansal açıdan zor zamanlar geçiriyor olabilir.Sizler özellikle yöneticiler desteğinizi çalışanlarınızdan esirgemeyin.Zor zamanlarında acısını,derdini,üzüntüsünü paylaşmayı unutmayın.İyi günlerinde herkes yanındadır asıl önemli olan insanların kötü günlerinde destek vermektir.

7-Bazı teknik direktörler vardır futbolcularıyla arasına dağlar kadar mesafe koyar.Daha önce de belirttiğim gibi Bilic’in futbolcularıyla arası iyidir.Futbolcularıyla arkadaş gibidir.Bunu Vodafone Arena  için çekilen reklamlarda ve aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz


Buradan çıkacak sonuç:

Çalışanlarınızla arkadaş gibi olun.Aranızda illaki bir mesafe olur ast-üst ilişkisinden dolayı.Ancak bu mesafeyi çok koymayın.Gerektiğinde onlarla şakalaşın.

8-Ve bunların sonucunda futbolcular da hocalarını unutmaz.Bilic’in çocuğu olduğunda kutlama amaçlı bir parti düzenlenir


Buradan çıkacak sonuç:

Çalışanlarla aranız iyi olduğu zaman onlarda bu sevginizi karşılıksız bırakmayacaktır.Sizin iyi gününüzde kötü gününüzde daima yanınızda olacaklardır.Unutmayın ki sizler aynı gemidesiniz.Geminin kaptanı yöneticilerdir ancak gemi sadece kaptanla yola devam edemez.

Bilic’in yer aldığı bir video ile yazımızı sonlandıralım

Yaz aylarında ALS hastalığına dikkat çekmek için bazı organizasyonlar gerçekleştirildi.Bunlardan birisi de buz dolu kovayı baştan aşağı dökülmesiydi.Ve işte Slaven Bilic’in farkındalık yaratma videosu




Şimdi içinizden ‘’Nasıl bir Bilicmiş ‘’dediğinizi duyar gibiyim.Bu yazımda amacım Bilic’i övmek değil tabiî ki.Bilic’in davranışlarından yola çıkarak iş dünyasına dair mesajlar vermektir.Yoksa bir çok teknik direktör aynı şekilde davranıyordur.

Ama yine de seviyoruz seni Slaven Bilic.İyi ki Beşiktaş’ın başındasın.


24 Kasım 2014 Pazartesi

Sanki Herkes İşe Alım Uzmanı !



Mülakat: İşe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma,görüşme

TDK işte böyle tanımlıyor mülakatı

İnsan Kaynakları Uzmanları veya İşe Alım Uzmanları mülakatı gerçekleştirirken adayları tanımak için çeşitli sorular sorar ve aldıkları cevaplara göre işe alım kararı verirler. Klasik sorular olduğu gibi pozisyonun gerektirdiği özel sorular da sorulabilir

Mülakatlarda çeşitli sorularla karşı karşıya kaldığımız gibi hayat boyunca da çeşitli sorularla karşı karşıya kalıyoruz. Doğumdan ölünceye kadar hayatımızda hep sorular var. Hatta işi soru sormak olan İşe Alımcılar bile bu sorulara maruz kalabiliyor. Hayatımızın her  aşamasında  İşe Alım Uzmanlarını aratmayacak nitelikte insanlarla karşılaşıyoruz




Bu sorular yaş gruplarına göre değişiklik gösterir:

3-4 yaşlarında iken ‘’En çok anneni mi seviyorsun babanı mı ?’’ sorusu  sorulur.Tabi çocuk kalbi ikisini birbirinden ayırmaz ‘’her ikisini de’’der

İlkokul çağlarında ileride hangi mesleği seçeceğimiz sorulur. Erkekler futbolcu olur kızlar şarkıcı olur

Karne zamanı geldiğinde ise karne üzerindeki notlar sorulur illaki.Takdir belgesi teşekkür belgesi alınmış mı alınmamış mı merak edilir.

Lise çağlarında üniversite sınavlarına hazırlanırken hangi bölümü ve hangi üniversiteyi seçeceğimiz sorulurdu ve arkadan gelen nesle sorulmaya devam edilecektir.Tabi bu sefer futbolcu veya şarkıcı değil de gerçekten okumak ve çalışmak istediğimiz meslekleri söyleriz

Sınav sonrasında ve puanlar açıklanınca çalan her telefonda yine aynı sorular sorulur: Kaç puan aldı ?

Tercih sonuçları açıklandığında ise gelen soru farklıdır : Nereyi kazandı ?

Üniversite sırasında herkes tarafından bilinen bir bölümü kazanmış isek fazla sorun yok.Ama çok fazla bilinmeyen bir bölümü kazanmış iseniz her seferinde bölümünüz ve mezun olunca ne iş yapacağınız sorulur.

Üniversiteyi kazandınız,okudunuz,bitirdiniz ve mezun oldunuz bu sefer iş ve askerlik ile alakalı sorular sorulmaya başlar:

Ne zaman askere gideceksin ?

Askerliği yaptınız,işinizi buldunuz bu sefer merak edilen konu evlilik konusudur.Her gören ‘’Ne zaman evleneceksin ?’’ diye sormaya başlarlar

(Şu sıralar bu aşamada olan birisi olarak sürekli sorulunca insanın hoşuna gitmiyor J)

Evlenmeye karar verdiniz kız istemeye gittiniz.Müstakbel kayın peder ahiret sorularıyla sıkıştıracaktır:

Oğlumuz ne iş yapıyor,İçkisi kumarı var mı,Aylık kazancı nedir vb.
Evlilik aşamasını geçip bir yuva kurduğunuz zaman bu sefer çocuk soruları gelmeye başlar:

Ne zaman çocuk yapacaksınız ?
Özellikle anne-babalar ve üstüne vazife olmayan komşu teyzeler sıkıştırıp duracaktır

Bir süre sonra çocuğunuz oldu ama kurtulduk zannetmeyin

Anne-babalar ve üstüne vazife olmayan komşu teyzeler belli bir süre sonra yeniden harekete geçecek ve ikinci çocuğu istemeye başlayacaklar.

‘’Bu çocuğa bir kardeş lazım ikinci çocuğu düşünmüyor musunuz ?’’ diyerek yeni bir soruyla karşınıza çıkarlar.




Hayatın belli aşamalarında sorulan sorular çeşitlilik gösterse de sorular daima sorulmaya devam edecektir.

Yani sanmayın ki sadece İşe Alımcılar soru soruyor.Hayatın her aşamasında İşe Alımcıları aratmayacak anne-babalar ve üstüne vazife olmayan komşu teyzeler soru sormaya devam edecektir.Yalnız bu dönemlerde önemli olan iki kişinin sorularına doğru cevap vermek.

Birincisi işe girebilmek için İşe Alım Uzmanlarının sorularını doğru cevaplamak.

İkincisi ise sevdiğiniz kızı alabilmek için müstakbel kayın pederin sorularını doğru cevaplamak.

Eğer ki her ikisinde de soruları doğru cevaplayıp hem işi hem de sevdiğiniz kızı alabildiyseniz  hayatın karşınıza getirdiği soruları doğru cevaplamış 100 üzerinden 100 puan almış öğrenci gibi olursunuz



Soruların daima çalıştığınız yerden çıkması dileğiyle.

12 Ekim 2014 Pazar

Blog Yazarları Çıktı Meydane Hepsi Birbirinden Merdane

Heyecanlı günler yine İK Blog yazarlarını bekliyor.Geçtiğimiz yıl PERYÖN’ün  ilk kez düzenlemiş olduğu İK Blog Yarışmasından sonra bu yıl ikincisi düzenleniyor.

Geçtiğimiz yıl düzenlenen yarışmayı ‘’Çağın İnsan Kaynakları ‘’bloguyla Aydan Çağ kazanmıştı.Bu sene ikincisi düzenlenen yarışmaya ise 26 İK Blog yazarı ve İk Blogu yarışma katılmıştır.Hepsi birbirinden değerli Blog Yazarları ve hepsi birbirinden kaliteli İK Blogları yarışmada yer almaktadır.

Bu bloglardan bir çoğunu biliyordum ancak aralarında yeni duyduklarım da bulunmakta.Çok çekişmeli bir yarışma olacağına inanıyorum.Çünkü adaylar çoktan kendi blogları adına oy toplama çalışmalarına başladılar bile.Ve birbirlerine rakip olan Blog Yazarları oldukça dostane bir mücadele içerisindeler.

Bu yarışmaya katılan ve aday olan Yazarlar ve Blogları:


2-Ali Cevat ÜNSAL  - http://ikamatoru.com/

3-Canel GÜRGEN  -  http://www.canelinakildefteri.com/

4-Ceren BANDIRMA    -http://cerenbandirma.wordpress.com/

5-Çiğdem ÖZDEMİR  EVREN   - http://cigdemozdemirevren.net/

6-Duhan GEVREN   - http://duhangevren.blogspot.com/

7-Elif KAĞNICI   - http://www.elifkagnici.com/

8-Gökhan YILMAZ    - http://gkhanyilmaz.wordpress.com/

9-İbrahim BABADAĞI   - http://www.banaisbul.com/

10-Mehmet POZAM    -  http://ikiletisim.wordpress.com/

11-Merve KARAALİOĞLU    -http://hroad.wordpress.com/

12-Metin AKKAYA     - http://www.isveyonetim.com/

13-Mustafa BOZKURT    - http://egitimvegelisim.blogspot.com.tr/

14-Müge ARSLAN    - http://insankaynaklarigunlugu.com/

15-Nedim İLERİ    - http://www.nedimileri.com/

16-Nilüfer KOÇYİĞİT  - http://niluferkocyigit.com/

17-Özgün AKÇURA  - http://www.ozgunakcura.com/

18-Saygı GÜNENÇ     -  http://www.saygigunenc.com/

19-Seda BİÇER      - http://sedabicer.wordpress.com/

20-Seda KÜÇÜK     - http://sedolinka.com/

21-Seyhan KOÇAK   - http://seyhankocak.com/

22-Sibel  KARAMARAŞ   - http://calisanhalleri.blogspot.com.tr/


24-Türker OKAY      - http://turkerokay.com/

25-Volkan AŞKUN     -  http://www.volkanaskun.com/

26-Zuhal ASLAN ÇİFTÇİ    - http://www.ikulis.net/

Oldukça çekişmeli geçeceğe benzeyen bu yarışmada oylarınızı aşağıdaki adreslerden kullanabilirsiniz.



Oylama 10.10.2014-26.10.2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olup en çok oy alan 10 blog Peryön İK Blog Yarışması 2014 Jürisi önüne çıkacaktır.Jüri değerlendirmesi sonunda ise ilk 3 sıraya giren adaylar 5 Kasım 2014 tarihinde PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresinin 2. Gününde açıklanacaktır


Her yarışmada olduğu gibi bence bu yarışmada da birkaç  favori bulunmakta.Hr-İk Dünyası yazarı olarak bende oyumu kullanacağım ancak bütün yarışmacılara,bütün blog yazarlarına başarılar diliyorum

7 Eylül 2014 Pazar

Gerekli Önlemler Alınırsa İş Kazalarının Fıtratında Ölüm Olmaz

Gün geçmiyor ki herhangi bir inşaatta veya herhangi bir iş yerinde meydana gelen iş kazası haberlerini duymayalım

Maalesef ki son yıllarda iş kazası haberlerini çok duyar olduk.Ölüm sayıları az olduğu zaman satır aralarında veriliyor.Ne zamanki ölenlerin sayısı çift haneli sayılar olursa o zaman gündemde yer bulabiliyor.Belli bir süre sonra ise bir sonraki çok ölümlü iş kazasına kadar gündemden düşüyor.

Son aylar içerisinde yaşanan ve çok sayıda ölüm sayısının  olduğu 2 kaza haberine şahitlik ettik maalesef.Birincisi Mayıs ayında   Soma’da meydana gelen ve ölü sayısının çift haneli sayıları geçip üç haneye dayandığı  vahim kazadır.Resmi kayıtlara göre 301 işçimiz göz göre göre ölüme terk edilmiş ve hayatını kaybetmiştir.Ancak kaza yerinde dışarıya çıkarıl-(a)-mayan cenazelerin olduğu da acı bir gerçek.O kara günlerde hepimiz  tek yürek olduk madencilerimiz için sağ salim kurtulmaları için dualar etmiştik ancak 301 vatandaşımızı kaybetmiştik.




Bir diğer iş kazası haberiyse 6 Eylül akşamı İstanbul’un göbeğine Şişli’de  yapılan rezidans inşaatında yaşanan kazadır.Bu kaza da gerçekten çok acı bir kaza.İşçileri taşıyan yük asansörü zemine çakılmış ve maalesef 10 işçi bu kazada hayatını kaybetmiştir.

Her 2 kazada çok sayıda vatandaşımızı kaybettik ancak iş kazaları çok daha fazla sayıda can aldı ve  almaya devam ediyor.Ve bunların çoğu gündeme dahi gelmiyor.Çünkü gündeme gelebilmesi için çok sayıda işçimizin hayatını kaybetmesi gerekecek.Gündeme geldiğinde dahi bundan sonrası için herhangi bir önlem alınmıyor (Bknz: madenlerde yaşam odaları zorunluluğu teklifinin reddedilmesi gibi )

Bu kazaların gerçekleşmesinin sebeplerine gelirsek:

1-Kaçak iş yerlerinin olması : Özellikle maden sektöründe gerçekleşen kazalar genellikle kaçak iş yerlerinde gerçekleşmektedir.Herhangi bir resmi kayıt olmadan açılan iş yerlerinde kaçak olduğu için denetimler yapılmıyor ve yine kaçak olduğu için gerekli önlemler alınmıyor.İşçiler sigortasız şekilde çalıştırılıyor.

2-Denetimlerin gerekli şekilde yapılmaması: İş yerlerinin denetiminde gerekli özenin gösterilmemesi ve göstermelik bir şekilde baştan savma denetimlerin yapılması.

3-İş yerlerinin iş güvenliği konusunda özen göstermemesi: Son yıllarda iş güvenliği konusunda daha sıkı kanunlar olsa da bazı iş yerleri yeterli önlemi almıyor,işçilerin sağlığı için gerekli özeni göstermiyor.

4-İşçilerin iş güvenliği  konusunda özen göstermemesi: Gerçekleşen iş kazalarında bütün suç tabi ki iş yerlerinde değildir.İş güvenliği konusunda işçiler de kendi sağlıkları için gerekli özeni göstermeyip iş güvenliği kurallarına uymayabiliyor.




Gündelik hayatta bile yolda yürürken başımıza çeşitli kazalar gelirken iş yerlerinde çeşitli iş kazalarının olması kaçınılmaz.Ancak bu iş kazaları için ‘’bu işin fıtratında var’’ diyerek de kazaları normal göremeyiz,küçümseyemeyiz.Kazaların olması kaçınılmazdır ancak kazalardan en az hasarla kurtulmanın yollarını aramamız,çeşitli önlemler alarak gerekli denetimleri yaparak iş kazalarını en aza indirmeye çalışmamız lazım



Gönül ister ki iş kazaları hiç olmasın hiçbir vatandaşımız hayatını kaybetmesin ancak iş kazaları kaçınılmazdır.Gerekli önlemler alınırsa can kaybı olmadan atlatılır. 

23 Ağustos 2014 Cumartesi

Bu Meslekleri Biliyor Musunuz-2

İSTİDLALCİ:Bir veya iki günlük hava tahminine veri sağlamak amacıyla yüksek seviye kartlarını, yer kartlarını ve diğer kartları işleyen, çizen ve bu kartlar ile istidlal işlemlerini yapan kişidir

KIRKICI: Kırkım zamanı koyunların yünlerini kırkım makinesiyle kırkan kişidir


KONSTRÜKTÖR: Metal döküm işlemleri için kendisine verilen bilgiler doğrultusunda kalıp tasarım işlemlerini bilgisayarda çizme bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.


MENSUCAT BEYAZLATICISI : Elyaf, tops ipliği, örgü yünü, kumaş, bez veya diğer tekstil maddelerini muamele ederek bunların renklerini açan kişidir


LİNOTİP OPERATÖRÜ :
Kalıpları otomatik olarak seçen ve satır halinde dizip yine satır halinde döken bir makinenin klavyesini çalıştıran kişidir.


ŞARDON MAKİNESİ OPERATÖRÜ
: Şardon makinesi kullanarak kumaşın dokusuna işlem yapma bilgi becerisine sahip nitelikli kişidir.

MAÇACI: Maçacı, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, geleneksel yöntemlerle döküm yapılan işletmelerde maça kumu, maça iskeleti ile maça sandığı hazırlama ve maça yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.



HİDROLOG: Su yatakları ve Su kaynakları ile ilgili olarak farklı metotlarla veri değerleri elde etme ve alınan donelere göre bilimsel yorumlamalar yaparak su yatakları ve su kaynaklarının şimdiki ve gelecekteki durumlarını tespit etmeye yönelik çalışmaları yapma bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir. 


Kaynak: http://meslek.kamudunyasi.com/


                http://www.isvemeslekdanismani.net/meslekler-sozlugu/



30 Mayıs 2014 Cuma

Servis Beklemez Servis Beklenir

               
Personel servisi konusu İnsan Kaynaklarının başını ağrıtan konuların başında gelmektedir.Bazı şirketlerde bu konuyla İdari İşler departmanı ilgileniyor.

Personel servislerin belli başlı sorunları vardır:

SERVİSİ BEKLETME SORUNU

Personel servislerinin en temel kuralıdır bu durum:  Servis beklemez, beklenir.

Gerçektende servisten önce sizi alacağı yerde olmanız gerekir. Diğer personelin ve servisin bizi beklemek gibi bir lüksü yok. Herkes tam zamanında servisin alacağı noktada olmak zorunda.

Servise geç kaldıysanız işiniz zor. Servis sizi beklemez ve siz toplu taşımaya mecbur kalırsınız.İşe ulaştığınızda ilk işiniz İnsan Kaynaklarına veya İdari İşler departmanına gidip şoförü şikayet etmek olur.Ve haliyle çıkışta servis şoförüyle ‘’erken geldin –gelmedin’’ tartışması  yaşanır

YER SORUNU
Bazen kimlerin nerede oturacağı bellidir, herkesin belli bir koltuğu vardır ve o düzen kolay kolay bozulmaz.En kıdemli ya da unvanı üstün olan kişi en öndeki koltuğu kapar

(Benim yerim bellidir kimseye kaptırmam şoförün iki arkası cam kenarı J )

Bazı servislerde kimsenin yeri belli değildir.Kim erken gelirse istediği koltuğa oturur.Erken gelenler de çoğunlukla cam kenarını seçer.

GÜZERGAH SORUNU

Özellikle servis güzergahının ayarlanması konusunda büyük sıkıntı  yaşanır. Herkes evinin önünden geçmesi için çabalar.İstanbul trafiğini de düşününce bir bakıma da haklı olunabilir.Ancak herkesin isteğine göre ayarlama yapmak gerçekten çok zor.

YÜKSEK SES-MÜZİK SORUNU

İşe gelip giderken araçta ne dinleneceği bile sorun haline gelir.Herkes kendi müzik zevkine göre bir kanalın açılmasını ister.Kimi sesin çok olduğunu söyler,kimi sesin biraz daha açılmasını ister.Sonuç olarak herhangi bir  müzik  açılmaz.

KLİMA SORUNU

Kimi servisin soğuk olduğunu söyler klimayı açmasını ister kimi içerisinin sıcak olduğunu söyler.Özellikle yaz aylarının geldiği bu vakitlerde kimisi klimanın fazla açılmasını isterken bazı kişiler içerisinin çok soğuk olduğunu söyleyecektir.

HIZ SORUNU

Servis şoförlerinin bir çoğu ek olarak okul servisi işini de yapmaktadır. Personeli bıraktıktan sonra okulların servis işini yerine getirir.Ve  haliyle öğrencilere yetişmek için servisi hızlı kullanır.Bu da bazı personelleri rahatsız eder.Sürekli bu konuda şikayetler gelmektedir.

ARAÇ SORUNU
Bazı araçlar eski bazı araçlar yeni model oluyor.Eski model araçlar personel için rahatsızlık oluşturmaktadır.Ve bu konu da sıkça şikayet gelmektedir.

Sabahları kimsenin ağzını bıçak açmaz çünkü kimse uyanamamış,kendine gelememiştir.Zar zor yataktan kalkan çalışan için servis aracındaki uyku çok tatlıdır.Servisin sarsıntıları bile o uykuyu engellemez.Sabah yarı uyur yarı uyanık işe gitmeye çalışan bir an önce kendini servise atmanın planlarını yapar 

(Ben öyle yapıyorum açıkçası J)

Akşamları ise bayanlar günlük dedikodularla ve akşam yapacakları yemeklerin tarifleriyle,erkekler ise ya siyasi konularla ya da maç muhabbetleriyle dönüş yolculuğunun tamamlanmasını beklerler.

Personel servislerinde şoförün yolları biliyor olması çok önemlidir.Herhangi bir trafik sıkışıklığında alternatif yollardan geçerek personeli trafik sıkışıklığından en az şekilde etkilenmesini sağlamalıdır


Personel servisleri çalışanlar için oldukça faydalı bir hizmet ancak ister istemez  yukarıda saydığımız sorunları beraberinde getirmektedir.

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Acıyı Anlatan Bir İlçe





















Küçükken Soma ilçesinin adını duyduğum zaman Soma'nın takımı Soma Linyit aklıma gelirdi ancak bu haftadan itibaren her Soma ilçesinin adını duyduğumuz zaman maden içerisinde can vermiş 300'den fazla insanımızı hatırlayacağız.

Ocaklarına ateş düşen 300 hane,300 anne-baba ve maden kazasında ölen işçilerin çocukları bulunmaktadır.

Umarım  bizi yönetenler kendi çıkarları için değil de ülkemizin çıkarları için çalışmaya başlarlarda böylesi elim kazalar,iş cinayetleri ülkemizde yaşanmaz artık.

Soma'da maden kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum,

Ülkemizinin başı sağ olsun


11 Mayıs 2014 Pazar

Bu Meslekleri Biliyor musunuz-1


 Şirkette yeni başlayan personellerin sigorta girişlerini yaparken değişik meslek adları gözüme çarptı. Belki de çoğumuzun adını bile duymadığı meslekler ve bu meslekleri yerine getiren kişiler mevcut.O mesleklerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:


1-ŞİROPRAKTÖR : İnsan vücudunda kemik ve kaslarda meydana gelen çeşitli bozuklukları elle veya çeşitli aygıtları kullanarak tedavi eden kişidir.

2-LUTİYE: Yaylı çalgılar,telli enstrümanlar yapımı ve tamiri ile ilgilenen kişilerdir.

3-LİTOGRAFYACI:Siyah,beyaz ve renkli litografik baskı yapan baskı makinesini kuran ve kullanan kişilerdir.

4-ŞAHMERDAN OPERATÖRÜ: Metal eşyaları işleyen kapalı  kalıplı şahmerdan tezgahını kullanan kişilerdir.

5-ÇIMACI:Gemilerin iskeleye yanaştığı sırada halatı bağlayan ve ayrılırken çözen kişidir.

6-MENEVİŞÇİ: Metal  eşyaların paslanmasına karşı kimyasal işlem yaparak ve ısıtarak menevişleyen kişilerdir.

7-KAŞKAVAL MAKİNESİ OPERATÖRÜ : Kaşkaval makinesini kullanarak değişik tip ve ebatlarda kaşar peyniri üretme bilgi ve becerisine sahip kişilerdir.


8-SÜRVEYAN: Gemilerle ilgili gerekli gözetim hizmetlerini ,gemilerin kontrollerini,eksik belgelerini ,personel denetimini yapan,standartlara ve prosedürlere uygun olup olmadığını inceleyen kişidir.

4 Mayıs 2014 Pazar

Bir Şirketin Olmazsa Olmazı

Bir şirket düşünün çalışanlar mutlu mesut çalışıyor, şirket kar üstüne kar elde ediyor.İdeal bir şirkette ne ararsanız var.Ancak orada bu yazıda bahsedeceğimiz şey eksikse oraya şirket diyemeyiz.

Nedir o eksik olan şey ?

Tabi ki şirket dedikoduları.



Bir şirketin olmazsa olmazıdır şirket dedikoduları. Gerçi insanın olduğu her yerde dedikodular vardır ancak şirket içerisinde yapılan dedikoduların yeri farklıdır. Özellikle çalışanların ortak olarak kullandığı alanlarda zirveye çıkmaktadır. Mesela sigara içen personelin belli toplanma yerleri vardır ve değişik departmanlardaki personeller orada toplanır hem sigara içerler hem de dedikodu yaparlar. Kendi departmanlarındaki dedikoduları takas ederek farklı departmanlardaki bilgilere sahip olurlar. Şirket içerisinde değişik konularda dedikodular fısıltılar söylentiler böylelikle yer değiştirir.

Şirket dedikodularının konularına bakacak olursak:

Yılın son zamanlarında gündemde zam meselesi vardır mesela. Zam oranının ne olacağı geçmiş yıllara bakarak tahmin edilmeye çalışılır. Kimlerin ne kadar zam alacağı düşüncesi herkesin kafasında dedikodularla büyüyerek kafasına sığmayacak büyüklükte bir soru işareti olarak yerini alır.Ve söylenen  her zam oranı gerçekmiş gibi algılanır.Ayrıca İK yöneticisine ya da müdürlere yakın kişilerin daha çok zam alacağı fısıldanır kişiler arasında.

Eğer şirket içinde karşı cinsten iki kişi biraz olsun yakınlaşmaya başlarsa hemen dedikodu üretim merkezi çalışmaya başlar ve değişik rivayetlerde dedikodular ağızdan ağza dolaşmaya başlar. Gerçekten aralarında bir şey var mı sadece arkadaşça bir görüşme mi hiç düşünmeden hemen hükmü koyarlar:

‘’Bunların arasında bir şey var.’’

Diyelim ki gerçekten aralarında bir şey var o zaman işler daha vahim hal alır. Dedikodu mekanizması çok daha hızlı işlemeye başlar. İnsanların bakışları değişir. Sanki çok ayıp bir şey yapıyorlarmış gibi. Bütün gözler o iki kişinin üzerine çevrilir. Ta ki onlar evlenip yeni kurbanlar bulunana kadar.



O şirkette çalışan bekar bir bayana çiçek geldiğini düşünelim. Her zamanki gibi dedikodu mekanizmaları anında çalışamaya başlar. O çiçek kimden gelmiştir sorusu başta diğer bayan çalışanlar olmak üzere birçok çalışanın kafasında soru işareti yaratır.

A:Kız gördün mü  X’e  çiçek gelmiş.

B: Kim göndermiş acaba ?

A:Birisiyle mesajlaşıyordu ondan gelmiş olmasın

C: Kızlar ne olmuş ne konuşuyorsunuz ?

B: X’e çiçek gelmiş kimden geldiğini bulmaya çalışıyoruz

C: Kız ben onu birisiyle görmüştüm dışarıda kesin ondan gelmiştir.

A: Bak gördün mü kesin birisi var

D: Kızlar X’e gelen çiçeği gördünüz mü ? Ne kadar güzel çiçek öyle kimin gönderdiğini öğrenebildiniz mi ?

B: Dışarıda birisiyle gezerken görmüşler sürekli birisiyle mesajlaşıyordu.O kişi kimse ondan geldiğini tahmin ediyoruz.

(Dedikodu başka departmana ulaşmıştır)

Y: Duydun mu İnsan Kaynaklarındaki X Hanıma çiçek gelmiş bütün şirket onu konuşuyor.

Z: Yok duymadım kimden geldiği belli mi ? Demek herkes konuşuyor ha

Hayali bir konuşma olsa da bu tür bütün dedikodular aynı şekilde yayılmaktadır. Çiçeğin kimden geldiği konusunda herkesin bir tahmini bulunmaktadır.

En çok konuşulan konulardan birisi de kimlerin gönderileceği ve yerlerine kimlerin geleceği konusudur. Her gün birisini gönderip yerine başka bir kişiyi getirir şirket dedikodusunun üyeleri. Özellikle şirkete yeni bir CEO veya Genel Müdür atandığında dedikoducular faaliyete geçer. Kimlerin gidip yerlerine kimlerin geleceği konusunda tahminler konuşulmaya başlar. Kazara İK departmanında görünürseniz hemen söylentiler dolaşmaya başlar. Halbuki oraya başka bir iş için gitmiştiniz. Sizi İK’ da gören bir çalışan ‘’ Z Beyi İK’ ya girerken gördüm ‘’ dediği andan itibaren o söz dönüp dolaşıp size geldiğinde’’ Z Bey işten çıkartıldığınız konuşuluyor’’ şeklini almış olur.Bir nevi kulaktan kulağa oyunu gibi.Baştaki bir söz söyler en sona geldiğinde baştaki sözle hiç alakası yoktur.İşe kimin gireceğini ya da işten kimin çıkacağını İK departmanındaki çalışanlar bile bilmiyorken değişik isimler havada uçuşur.

Eğer ki o şirketin lojmanı mevcutsa ve çalışanların bir kısmı orada kalıyorsa  durum daha tehlikelidir. Çalışanlar sürekli birbirleriyle birlikte olduklarından sadece işle alakalı dedikodular değil insanların özel hayatıyla alakalı,eşlerin birbirleriyle olan ilişkileriyle alakalı dedikodularda olacaktır.Eşler arasında sesler biraz yükseltilmiş olsun ve yan komşu buna şahit olsun hemen lojman içerisinde kavganın hangi konudan çıktığıyla alakalı farklı söylentiler lojman içerisinde dolaşmaya başlar.

Bazen gizli kalması gereken konular da şirket içerisinde sürekli dolaşır.Gizli kalması gereken ve çok az kişinin bildiği herhangi bir konu vardır ancak bu konu gizli kalmaz tam aksine kısa sürede herkese yayılır.Bu haber sizden çıkmamıştır ama nereden çıktığı da bir türlü bulunamaz.


İnsanın olduğu her yerde dedikodu vardır ancak dedikodusuz bir şirket düşünülemez.Dedikodunun olmadığı yere şirket denilemez.


6 Nisan 2014 Pazar

Hayatınız İş Arkadaşınıza Bağlı Olursa !

Bir ekibin,bir organizasyonun ,bir işletmenin  başarılı olabilmesi takım çalışanlarının uyumuna,birlikteliğine ve birbirlerine verdiği desteğe bağlıdır.

Şirketler çeşitli departmanlardan oluşmaktadır .Her departman ve bu departmanlarda çalışan her personel  üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışır.Eğer ki bu departmanlar üzerine düşen görevi en iyi şekilde yaparsa şirketin başarısı kaçınılmaz olur.

Bir spor takımını düşünelim. Takım içerisinde birlikteliği sağlayan ,uyumu sağlamış takımlar daima başarılı olmuşlardır.Hiçbir takım sporu bireysel çalışmalarla başarıya ulaşmaz.Tek bir kişi o takımın başarılı olmasını sağlayamaz.Takım içerisinde roller farklı olabilir.Kimisi baş rol kimisi figüran olabilir ancak elde edilen başarı bütün takım aittir.

Bazen öyle bir takımda yer alırsınız ki sizin hayatınız takımda yer alan diğer arkadaşınızın başarısına bağlıdır.Yapılacak bir hata can kaybına neden olabilir.Takım arkadaşlarınızla uyumu öylesine ahenkli olmalı ki hayatta kalabilesiniz.

Şimdi diyorsunuz ki hangi takımda böyle bir hayati bir durum olabilir.Bu sorunuzun cevabını aşağıda yer alan görüntüleri izledikten sonra bulacaksınız.




Görüntülerde yer alan takım  ülkemizin göz bebekleri, gurur kaynağı olan Türk Yıldızlarından başkası değildir.Sizlerin de gördüğü gibi her bir pilotumuzun hayatı diğer pilotumuza bağlıdır.Yapılacak en ufak bir hatada hiç istenmeyen bir durumla karşılaşılabilir.

Türk Yıldızları takımından bahsedecek olursak ;
Hv.K.K. Hv.Org. Halis Burhan'ın 11 Eylül 1992 tarihli direktifleri gereğince Ocak 1993’te Konya 3. Ana Jet Üs 132. Silah Taktikler ve Standardize Filo Komutanlığı bünyesinde NF-5 uçaklarının kullanıldığı Türk Yıldızları kurulmuştur.
1993 yılı Hava Kuvvetleri Komutanlığı Atış Yarışmaları'nın kapanış günü olan 18 Haziran 1993 tarihinde Ankara Akıncılar 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda Türk Yıldızları akrotimi devlet büyükleri ve diğer konuklara dörtlü olarak ilk resmi gösterisini yapmıştır. Bu gösteri ardından filostatüsü kazanan Türk Yıldızları dünyanın en genç süpersonik akrobasi takımı olarak kendinden söz ettirmeyi başarmıştır.
5 Ekim 1994 tarihinde Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığı F-16 Aktivasyon törenleri ile Ankara'da 29 Ekim 1994'teki Cumhuriyet Bayramıtörenlerinde gösteri uçuşu yaparak kamuoyuna tanıtılmıştır.
2003-2004 Eğitim ve Öğretim yılında gösterinin etkinliğini arttırmak maksadı ile gösteri paketini 8'li kola çıkarmak maksadıyla çalışmalara başlanmıştır.
2004 sezonundan beri 8'li kolda gösteriler devam etmektedir.
Türk Yıldızları, gösterilerinde "Sekiz" süpersonik (ses üstü) uçak kullanan dünyanın ilk ve tek akrotimidir.
Türk Yıldızları, 24 Ağustos 2001 tarihinde Bakü / Azerbaycan'da gerçekleştirdiği gösteri sayesinde aynı anda 1 milyondan fazla kişi tarafından izlenen dünyanın tek akrobasi timi olma özelliğini elde etmiştir.
(http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Y%C4%B1ld%C4%B1zlar%C4%B1)

Bu görüntülerin kullanılarak takım olmanın,ekip  ruhuna sahip olmanın ne kadar önemli olduğu eğitime katılanlara anlatılabilir.


İşletmelerde böyle hayati bir durum olmayacaktır ancak Türk Yıldızları’nın göstermiş olduğu bu muhteşem performans bütün çalışanları motive edici bir unsur olarak yer alacaktır.Her birimiz diğer arkadaşımızın hayatının bizlere bağlı olduğunu düşünerek görevimizi yerine getirirsek işletmenin başarılı olması kaçınılmazdır.


18 Mart 2014 Salı

İK’cı vekili tanıyor musunuz ?

Şimdi kim bu İK’cı diyeceksiniz? Belki çoğu kişi biliyordur kimden bahsettiğimi bilmeyenler ve yeni öğrenenler için ise sürpriz olacaktır muhtemelen. Ben ilk öğrendiğimde çok şaşırmıştım.

Geçtiğimiz günlerde meclisin internet sitesinde vekillerin özgeçmişlerine bakarken bir vekilimizin özgeçmişi dikkatimi çekti. Özgeçmişinde İnsan Kaynakları alanında çalıştığı yazıyordu. Üstelik İnsan Kaynakları üzerine kurulmuş olan çeşitli şirket ve sivil toplum örgütlerinin kuruluşunda aktif rol oynadığı yazılıyordu.24 yaşında İnsan Kaynakları alanında önemli bir şirketin kuruluşunda yer almak büyük başarıdır.

Sözünü ettiğim vekilimiz bizleri Ankara Milletvekili olarak temsil etmektedir. Belediye Başkanlığı seçimleri için Ankara’dan aday adayı oldu. Özellikle Gezi Parkı direnişlerinde ve ODTÜ direnişlerinde gençlerle beraber hareket etmiş ve daima gençlerin yanında yer almıştı.

2012 yılında PERYÖN tarafından düzenlenen 20.İnsan Kaynakları Kongresine katılmış ve orada bir konuşma yapmıştı

Yeter artık kim bu İK’cı vekil diyorsanız kendi sitesinde yer alan özgeçmişini paylaşarak merakınızı gideriyorum. Şunu da belirtmek isterim ki gençlerin yanında yer alan bir vekilimiz olduğu için çok mutluyum.

Mecliste yer alan İK’cı vekilimiz Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Sayın Aylin NAZLIAKA’dır.





Kendi sitesinde yer alan özgeçmişi: (www.aylinnazliaka.com )

3 Aralık 1968 yılında Ankara’da doğdu.T.E.D Ankara Koleji ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İktisat bölümü mezunudur.Çalışma hayatında Koç Holding’de başladı.24 yaşında iken Türkiye’nin insan kaynakları alanında faaliyet gösteren ilk şirketlerden birini kurdu.HRM Danışmanlık (www.hrm.com.tr) adındaki şirketiyle yönetim ve insan kaynakları alanında Türk iş dünyasına yön veren kişilerden birisi haline geldi.Gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında birçok ulusal ve uluslar arası kongre,seminer ve panele konuşmacı olarak katıldı.

Peryön (www.peryon.org.tr)   Özel İstihdam Büroları Derneği (www.oibd.org.tr) ve Endeavor (www.endeavor.org.tr)  gibi sivil toplum örgütlerinde kurucu üye,yönetim kurulu üyesi,danışma kurulu üyesi etkin roller üstlendi.Canlı olarak yayınlanan ‘’İş ve Kariyer Dünyası’’ adlı haftalık programı hazırlayıp sundu.

2001’de ‘’Yılın İş Kadını’’,2002’de ‘’ ODTÜ Takdir Ödülü’’,2008’de  ‘’Yılın Genç İş Kadını’’,2012’de ‘’Yılın Milletvekili’’, ‘’Yaşama Dokunan İnsan’’ve ‘’Kadın Platformu’’, 2013’de ‘’Yılın Politikacısı’’ ve ‘’Yılın Siyasetçisi’’,2014’te ‘’Yılın Siyasetçisi’’ödüllerini almıştır.

Cumhuriyet Halk Partisinin gençlere hediyesi olan ‘’GenceArtı İstihdamda Fırsat Eşitliği Yaratma Projesi’’nin mimarıdır.12 Haziran 2011 Seçimleri’nde TBMM 24.dönem Ankara Milletvekili seçilmiştir.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Karma Parlamentosu üyesidir.


Çok iyi düzeyde İngilizce bilen Nazlıaka, evli ve 2 çocuk annesidir.