Uzun (oldukça uzun hem de ) bir zamandan sonra tekrar bu blog altında buluştuğumuz için mutluyum
Bu blog yazısında beğenerek okuduğum bir kitap hakkında
düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Başlığı görenler ve kitabı okuyanlar hemen anlamıştır
zira şu sıralar çok gündemde olan bir kitap.
Kitabın başlığı biraz enteresan olsa da kitabı okuduğunuz
zaman neden o başlığın konulduğunu anlayacaksınız.
Kitabın yazarı Kaan Sekban. Eski bir beyaz yakalı. Eski bir
bankacı. Sizin benim gibi plazalarda çalışıp iş hayatında yer alan bütün
çalışan tipleriyle karşılaşmış eski bir beyaz yakalı çalışan.
Kitap, yazarın üniversite hayatından başlayarak iş hayatına başlangıcını;
iş hayatında yaşadığı zorlukları ve de yazarın hayal ettiği hayata ulaşma
çabasını içermektedir.
Kendi açımdan bu kitabı iki bölüme ayırıyorum. İlk bölümde
Kaan Sekban’ın iş hayatına atılışı ve iş hayatında –özellikle beyaz yakalı
olarak plazalarda- yaşadığı zorlukları anlattığı bölüm.
Bu bölümde kitabı okuyanlar yazarın bankada yaşamış olduğu sıkıntıları
okuyunca kendi işlerinin değerini anlayacaktır (Tabii bankacı değilse) .Kendi
adıma yazarın içinde bulunduğu duruma üzülerek yaptığım iş için şükretmeye
başlamıştım. Ayrıca iş arama sürecinde bolca banka sınavlarına girmiş ve bankaların
İnsan Kaynakları uzmanlarıyla karşı karşıya gelmiş birisi olarak buradan
bankaların İK’sına sesleniyorum:
İyi ki beni almamışsınız
Bankacı olarak değil de İK kısmına alırsanız ona bir şey
diyemeyeceğim tabii ki J
Kitabın ikinci kısmında ise hem yazar için hem de okuyucu
için işler değişiyor.
Kaan Sekban için düşlediği hayatın kapıları yavaş yavaş
açılmaya başlıyor. Tabii ki her şey hemen gerçekleşmiyor. Burada her şey yazar için iyi gittikçe okuyanlar için tam
tersi şekilde işliyor. İlk bölümde yaptığı işe şükredenler bu bölümde o şükür
durumundan uzaklaşıyor.
Çoğu beyaz yakalı çalışanın hayalidir çalıştığı işten
ayrılarak Ege’de bir köye yerleşmek veya kendisine ait olan yer açmak. Bu
hayali gerçekleştirenlerin sayısı çok azdır. Ancak Kaan Sekban farklı bir
hayali olsa da bu hayalini gerçekleştiren kişilerdendir.
Kitabın yanı sıra kendisi çeşitli yerlerde sahneye çıkarak
stand up gösterisi gerçekleştirmektedir. Ayrıca @kaansekbansacmalar hesabı
altında kısa parodilerini izleyebilirsiniz. Zaman zaman #YakamBeyazBeynimAyaz
etiketi altında iş hayatındaki çeşitli tipleri canlandırırken
,#DizininDibiTuttu diyerek dizilerle dalga geçerken , zaman zaman da #Sobeveyn
etiketi altında Cumartesi Pazar etkinliğine katılan ebeveynleri ti’ye
almaktadır.
Ayrıca Mustafa Kemal ATATÜRK’ün izinden giden bir
BEŞİKTAŞ’lı olduğunu görünce sempatim daha da arttı.
Bence ilerleyen yıllarda bulunduğu yerden daha iyi yerlere
gelecektir.
Benden bir tavsiye kitabı instagram hesabındaki paylaşımlarla eş zamanlı
olacak şekilde okumaya çalışın.